16 Eylül 2018 Pazar

Popstar 2003
2003 yılında Kanal D'de yayınlanmış ve milyonları ekranlara kilitlemiş şarkı yarışması. Sunuculuğunu Haldun Dormen ve Gamze Özçelik'in yaptığı yarışmanın jüri koltuğunda Armağan Çağlayan, Ercan Saatçi, Deniz Seki ve Ahmet San oturmuştu.



90'lı yıllardan itibaren televizyonlarda pek çok şarkı yarışmaları yayınlandı ancak hiçbiri 2003 yılında yayınlanan Popstar Türkiye kadar tutulmadı. Forum sitelerinde yarışmayla ilgili konular açıldı, farklı televizyon programları ve haber bültenlerinde Popstar yarışmacıları konuşuldu, gazeteciler köşe yazılarında yarışmaya fazlaca yer verdi. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da bir röportajında yarışmayı takip ettiğini ve ailesinin yarışmacılardan Bayhan'ı desteklediğini açıklamıştı.



Kendisini "Herkül'ün küçük kardeşi" olarak tanıtan sempatik yarışmacı Serkül Kan, ilk haftalarda seyircilerden en çok SMS'i alarak birinci oluyordu. Bir hafta "Bana bedensel engelli olduğum için oy vermeyin, sesim için oy verin." benzeri bir açıklama yapmış ve aynı hafta en az oyu alarak yarışmaya veda etmişti. 😢



Yarışmanın en çok konuşulan ismiyse Bayhan Gürhan oldu. Deniz Seki Bayhan'ın geçmişte cinayet işlediği ve hapis yattığı gerekçesiyle popstar olamayacağını söylemişti. Bu söylemleri üzerine seyirciler tarafından yuhalanan Seki, jüri üyeliğini bıraktığını açıkladı. Deniz Seki'nin yerine jüriye Zerrin Özer katılırken o hafta izleyicilerden en fazla oyu alan Bayhan haftanın birincisi oldu.



Yabancı şarkıların söyleneceği hafta herkes Bayhan'ın rezil olacağını düşünürken Bayhan en güzel cevabı sahnede verdi.



Yarışmacılar arasında en ballısı Firdevs'ti. Haftalarca elemelerde son ikiye kalan Firdevs, elenmekten hep son anda kurtuldu. Finale kadar geldi ve Abidin'in ardından ikinci oldu.



Yakışıklılığıyla Tarkan'a benzetilen Abidin Özşahin ilk haftalarda fazla öne çıkmasa da sonralardan jüriyi etkilemeyi ve seyirci desteğini kendi arkasına alarak yarışmanın şampiyonu olmayı başardı. Albüm çıkarsa da popülerliği fazla uzun soluklu olmadı.



Her ne kadar ön elemeleri geçemese de gönüllerin şampiyonu Popstar Ajdar oldu.

11 Eylül 2018 Salı

Atari

Teknoloji her geçen gün hızla ilerlerken Playstation, Xbox gibi video oyun konsolları gerçekçilik konusunda birbirleriyle yarışıyorlar. Ancak hiçbirimiz 90'lı yıllarda ülkemizde fırtınalar estiren atarilerin verdiği keyfi unutamıyoruz. 


Bizler elbette çok severdik atarileri, hatta çok zaman gece yarılarına kadar kalkmazdık TV başından. Ancak anne babalarımız bu durumdan pek hoşnut olmazlardı. Bu yüzden "Bak atariler televizyonun tüpünü bitiriyormuş!" veya "Atari adaptörü ısınınca patlıyormuş hadi kapat artık!" gibi beyaz yalanlar uydururlardı. 


İnsanlara kolay aldanmamak gerektiğini şu sarı renk atari kasetlerinden öğrendik. Üzerinde 9999999 tane oyun olduğu yazıyordu ancak içinde yalnızca 4-5 tane oyun oluyordu. Neyse, hayatta edindiğimiz tecrübeler yediğimiz kazıkların toplamı değil mi zaten? 😃



O zamanlar bilgisayar çok paraydı. Yalnızca komşunun veya akrabanın evinde bilgisayar oynayabiliyorduk. Çocuklarına bilgisayar alamayan ebeveynler çareyi görüntüsü bilgisayarı andıran klavyeli atarilerde buluyordu.


Atari oyunları denilince akla ilk Super Mario gelir. Kurgusuyla, karakterleriyle, müzikleriyle ve giderek zorlaşan oyun yapısıyla tam bir efsaneydi. O kadar çok oynardık ki gece gözlerimizi kapattığımızda göz kapaklarımızda Mario'nun silueti belirirdi. Zor oldu ama prensesi hangimiz kurtarmadık?


Teknoloji ceplerimize girdi, aya bile çıkıldı ancak "Atari bizim tabancayla nereye ateş ettiğimizi nereden biliyor?" sorusunun cevabı bilim adamları tarafından halen bulunamadı. Haa hedefi ıskaladığımızda karşımıza geçip pis pis sırıtan köpek reyis seni de unuttuk sanma!


Tank oyununun en güzel tarafı iki kişi oynanabilmesiydi. Arkadaşımızla birlikte sefere çıkıp düşman tanklarını yok etmek inanılmaz keyifliydi. Ancak muhteşem ikiliden biri oyundan sıkılıp sırf gıcıklık olsun diye, korumakla yükümlü olduğumuz kartalın kafasına sıkınca game over oluyordu. Sahiden ya biz o kartalı niye koruyorduk ki?



Bomberman vardı bir de. Amaç sağa sola bomba bırakıp balon kafalı düşmanları yok etmekti. Ancak zaman zaman kendimizi bombayla taş duvarlar arasına sıkıştırıp ölmeyi beklemedik değil.



Belki bir Hülya Avşar değildik ama biz de çok raket salladık. Kenarda merdiven üzerinde oturan hakem takdir haklarını hep karşı taraf lehine kullanırdı. İki kişilik oynarken setler kaybedilince zaman zaman takım arkadaşımızla gergin anlar yaşardık.    



Temel Reis'in Karadenizli olduğunu sandığımız yıllar.. Oyunu da çizgi filmi gibiydi. Temel Reis'i yönlendirerek Kabasakal'ın göbeğine takılmadan dünyalar güzeli Safinaz'ı kurtarmaya çalışıyorduk. 


Şimdikiler PES mi FIFA mı daha iyi diye tartışadursun. Hiçbiri Tecmo World Cup'un eline su dökemez. 2 boyutlu görüntüsüyle pek fazla bir şeye benzemezdi ancak rakip oyuncuların fazlalığı, sizin oyuncularınızdan çok daha hızlı koşmaları gibi dezavantajlar oyunun zorluk derecesini üst seviyelere çekiyordu. Dünya Kupası aslanın midesindeydi!


Arka plandaki objeleri ve korkunç müzikleri ile Mortal Kombat hafızalarımızda yer etti. Rayden, Sub-Zero, Cage gibi farklı karakterlerin olduğu oyunda her karakterin kendine has dövüş stili vardı.
  

Contra bugünkü Call of Duty, Counter Strike gibi oyunların ağababasıydı. Sırf müzikleri bile Contra'yı oynanır kılıyordu. Özlüyoruz..

7 Eylül 2018 Cuma

Nokia 3310

Nokia'nın unutulmaz 3310 modeli. 2000 yılı Eylül ayının son çeyreğinde hayatımıza girdi. Dünyada yaklaşık 180 milyon adet satılarak en çok satılan cep telefonları arasında tarihteki yerini aldı. Geçmişten günümüze birçok üretici tarafından farklı telefon modelleri satışa sunuldu ancak hiçbiri 3310 kadar hafızalarda yer etmedi. Peki ya 3310'u diğerlerinden farklı kılan özellikleri nelerdi?


Akıllı telefonların en önemli sıkıntısı şüphesiz batarya sorunu. Tam dolu bir batarya saatler içerisinde tükenebiliyor. Ancak 3310'un tam dolu bataryasının bitmesi 10 günü bulabiliyordu.

3310 sağlamlığıyla akıllarımızda kaldı. Kılıf, koruyucu cam gibi aksesuarlar kullanmaya hiç gerek yoktu.



Besteleyici özelliği sayesinde kendi zil seslerimizi oluşturabiliyorduk veya nota yazmak zahmetli geldiyse mesajlara SIMARIK yazıp 2222'ye gönderiyorduk Tarkan-Şımarık geliyordu hemen. Kontör tuzağı bunlar hep..



Snake II, Space Impact gibi oyunlarla keyifli dakikalar, hatta saatler geçirebiliyorduk. Yılan oyununda en yüksek puanı geçince oluşan o haklı gurur..



Düşük ihtimal ancak 3310 ömrünü doldursa bile farklı amaçlarla kullanılabiliyordu.



Kesin yaşanmıştır..

14 Ağustos 2018 Salı

Gheorge Hagi

31 Temmuz 1996 tarihinde Türkiye'ye bir dünya yıldızı ayak bastı. Real Madrid ve Barcelona gibi iki dünya devi kulübün formasını başarıyla sırtlamış, başarılarına yenilerini eklemek için Galatasaray'a imza atmıştı. İmzayı attığında 31 yaşındaydı. Daha ilk dakikadan başladı algı operasyonu. Hagi'nin gerçek yaşının 35 olduğu iddia edildi. Ancak Hagi en güzel cevabı sahada verecekti. Galatasaray'da oynadığı 5 yıl boyunca 4 yıl üst üste lig şampiyonluğu, 1 UEFA Kupası, 1 Süper Kupa ve daha sayısız başarılar elde etti.
Hagi saha dışında gösterişten uzak yaşam sürmeyi tercih ederdi. Herkes son model araçlara binerken Hagi'nin Tempra'sı vardı. En sevdiği yemek domates ve peynirli sandviçtir. Çok cimridir Hagi. Kimseden borç almaz, kimseye de borç vermez. Socrates Dergi'ye verdiği bir röportajda şöyle diyor: “Bazıları yemekleri sever, bazıları saatleri, arabaları… Benim için ek ve detay işler bunlar, başka herhangi şeyler. Bana göre önemli olan tek şey futbol.”


Hagi'nin başarısının ardında kendine güvenmek ve çok çalışmak var. Daha geldiği ilk günden kendine olan inancı tamdı. Galatasaray'a imzayı atarken sözleşmesine "Avrupa kupalarında şampiyonluk halinde prim" maddesi koydurmuştu. Biraz klişe olacak belki ama anrenmanlara herkesten bir saat önce gelip herkesten bir saat sonra çıkardı. Takım izindeyken bile bir kişi Florya'da yalnız başına idman yapardı. Bu kişi Galatasaray'ın Rumen yıldızı Hagi'den başkası değildi. Malzemelerini kendisi taşırdı. Saha içinde agresiftir ancak bu agresifliği onun kazanma hırsından gelmektedir. Bencil futbolcuların iyi bir futbolcu olsa bile asla iyi bir lider olamayacaklarını belirtiyor. Çalıştığı antrenörlere her zaman saygı duyan Hagi, onların saha içerisindeki yansıması gibidir. 


Hagi bir gün tesislerde merdivene oturmuş elindeki kramponları temizlemektedir. "Bu kadar malzemeci varken sen neden ayakkabılarını temizliyorsun?" diye sorarlar. Hagi'nin soruya verdiği şaşırtıcı cevapsa şöyledir: "Bu ayakkabılar benim değil ki, genç Emre'nin.."


"Karpatların Maradonası" lakaplı Hagi, Romanya Milli Takım tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olarak lanse ediliyor. 1994 Dünya Kupası'nda Kolombiya'ya attığı muhteşem gol, kupa tarihinin unutulmaz golleri arasına adını yazdırdı. İşte o gol:


Türkiye'nin 2002 Dünya Kupası'nda gösterdiği unutulmaz başarı içinse şöyle diyor Hagi: "Türkiye Milli Takımı’nda ben eksiktim. Ben olsaydım Türkiye üçüncü değil, şampiyon olurdu. Çünkü ben buyum; üçüncülükle birincilik arasındaki farkı yaratan oyuncu…"


Monaco'ya attığı muhteşem gol, Roberto Carlos'a attığı efsane çalım, Milan maçında Hasan Şaş'a verdiği akıl dolu gol pası...  Gheorge Hagi'nin hünerlerini, muhteşem gollerini, asistlerini anlatmaya kelimeler yetmez. Ancak şu bir cümle özetliyor her şeyi: "Sağ ayağına 500 sayfa kitap yazılır, son satırı da 'solaktı' olur."


                        Hagi'nin Galatasaray Formasıyla Attığı En Güzel Goller
Kurtlar Vadisi


"Bu bir mafya dizisidir." sloganıyla 2003 yılının Ocak ayında soğuk bir kış gecesi hayatımıza girdi Kurtlar Vadisi. Osman Sınav'ın yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği dizinin başlangıcında "Bu dizide bahsi geçen kişi ve kurumlar hayal ürünüdür." gibi bir ifade yer alsa da Polat Alemdar karakteri hariç dizideki hemen her karakter ve dizide işlenen birçok olay gerçek hayatla ilişkilendirilmişti. Yayınlandığı ilk günden itibaren reyting rekorları kıran dizi, perşembe akşamları ile özdeşleşti. Dizinin yayınlandığı geceler sokaklar bomboş kalıyor, hatta insanların taksi bile bulamadığı şeklinde haberler çıkıyordu. İnsanlar diziyle o kadar özdeşleşti ki; Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Süleyman Çakır karakterinin ölümünden sonra sela verdirenler, helva dağıtanlar bile oldu.

                                                           Çakır'ın ölümünden sonra bir gazete

Uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetler yürüterek Türkiye'deki milli gelirin neredeyse yarısı kadar serveti ellerinde bulunduran Kurtlar Konseyi isimli zararlı oluşumu yıkmak ve mafyayı çökertmek için görevlendirilen Polat Alemdar, bu yolda birçok sevdiğini kaybetmesine rağmen Kurtlar Vadisi Operasyonu'nu başarıyla tamamladı.

Kurtlar Konseyi

Dizinin final bölümünde Hollywood'da çekilmiş sahneler ve Andi Garcia, Sharon Stone gibi dünyaca ünlü oyuncular yer aldı.


25 Ekim 2017 Çarşamba

Beşiktaş 100. Yıl Formaları

Puma'nın Beşiktaş'ın 100. yılına özel hazırladığı bağcıklı forma. "Sergen attı, şampiyonluk geldi." sözlerini akıllara getiren formadır. 02-03 sezonunda maçlara Puma'nın hazırladığı birbirinden güzel formalarla çıkan siyah beyazlılar, UEFA Kupası'nda çeyrek final oynarken ligde şampiyon oldular.

2002-2003 Sezonu Beşiktaş Formaları

Çubuklu Forma

Beyaz Forma

Kırmızı Forma

100. Yıl Forma

20 Ekim 2017 Cuma

Eti Susamlı Çubuk

Eti markasının ürettiği, senelerdir çizgisini bozmayan çubuk kraker. Uzun yol yolculuklarının demirbaşlarından. İster sabah kahvaltısında, ister akşam yemeğinden önce, kısacası günün her anı yenilebiliyor olması en güzel özelliği. Ezeli rakibi Ülker'in susamlı çubuk krakerine göre kat kat daha lezzetli. 
Krakerler bittikten sonra paketi kafaya dikerek tabanında kalan susamları yemek, olayı daha da lezzetli hale getiriyor. Senelerdir fiyatının değişmemesi sevindirici olsa da paket gramajının seneler içinde kademeli olarak düşürülmesi, sevenlerini ufak çaplı hayal kırıklığına uğratmıştır. 

17 Ekim 2017 Salı

Hayalet Sevgilim

2005 yazından itibaren internet ortamında hızla yayılan İrem şarkısı. Şarkının ilk yayılan versiyonu ses kaydı formatındaydı. Kalitesi de haliyle oldukça düşüktü. Ancak şarkının sözleri çok benimsendiği için kimse ses kalitesinin düşük olmasını önemsemedi.



İrem üniversitede hukuk bölümü öğrencisi iken söylediği şarkı arkadaşları tarafından kayda alınarak internet ortamında paylaşıldı. Verdiği röportajlarda şarkılarını hobi amaçlı yazdığını ve albüm çıkarmak gibi bir düşüncesinin kesinlikle olmadığını dile getirdi. Ancak bu söylemlerine karşın yakın arkadaşlarının ısrarlarını kıramayarak stüdyoya giren İrem Yağcı, 11 şarkılık "Hayalet Sevgilim" isimli albümü oluşturdu. 

Şarkının popüler olduğu dönem Hayalet Sevgilim şarkısıyla ilgili "ölen sevgiliye yazıldığı" tarzında bir çok şehir efsanesi üretildi ancak İrem, katıldığı TV programlarında bu iddiaları yalanladı. Şarkının isminde geçen kelimenin doğrusu "hayalet" mi yoksa "hayal et" mi çok tartışıldı. 

İrem Yağcı, albümdeki iki şarkıya klip çektikten sonra sessizce müzik sektöründen çekildi ve senelerdir avukatlık yapıyor. Evli ve bir kızı var.


Rotring Kalem

Alman malı efsane uçlu kalem. Doksanlı yılların sonunda ülkemize giriş yaptı. Fiyatının biraz pahalı olması sebebiyle zaman zaman eleştirilse de kalitesinin fiyatıyla doğru orantılı olduğunu söylemek mümkün. Çünkü eğer Rotring marka uçlu kaleme sahipseniz ve eğer kaleminizi çaldırmazsanız, eğitim yaşantınız boyunca, hatta belki ömrünüz boyunca uçlu kalem ihtiyacınız olmayacak. 😊 
Ancak "O kadar para verdim tabi arkasındaki silgiyi de kullanacağım." gibi bir beklenti içerisindeyseniz, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. 😃

14 Ekim 2017 Cumartesi

Pokemon

Nintendo isimli ünlü oyun üreticisi tarafından doksanlı yılların sonunda video oyunu olarak piyasaya sürüldü. Oyun kısa sürede dünya çapında ünlenince anime ve sinema filmleri de yapıldı. İsmini "Pocket Monsters" (Cep Canavarları) sözcüklerinin kısaltmasından alan Pokemon'da; Pikachu, Bulbasaur, Charmander ve Squirtle başta olmak üzere onlarca farklı karakter vardı.



Dünyada hızlıca yayılan Pokemon çılgınlığından Türkiye de nasibini aldı. Türkiye, Pokemon'u 31 Ocak 2000'de Atv'de yayınlanmasıyla birlikte tanıdı. 





Nintendo firması ekonomik krizden etkilenmiş, kepenkleri indirmek üzereyken, Pokemon ile işler tam tersine döndü. Pokemon çok sevilince, Pokemon karakterlerinin ticarete dökülmesi de fazla zaman almadı. İşte bunlar hep kapitalizm. 😃 



Pokemon karakterleri kullanılarak binlerce farklı ürün üretildi belki ancak Türkiye'de hiçbir ürün taso etkisi yaratmadı. Tasolar cips paketlerinin içerisinden çıkardı. Ancak her paketin içinden çıkmazdı. O sebepten az mı cips paketleri avuçlamadık ? 😂



Kendini Pokemon sanarak 7. kattan atlayan 4 yaşındaki Ferhat, Türkiye'de Pokemon efsanesinin sonunu hazırladı. Ferhat'ın sadece ayağı kırıldı ancak uzmanlar Pokemon isimli çizgi filmin çocukları intihara sürüklediği, tasoların ise çocukları kumara alıştırdığını dile getirmeye başladı. Bu gerekçeleri haklı bulan RTÜK, Pokemon yayınlayan TV kanallarına ağır yaptırımlar uyguladı ve böylelikle Pokemon Türkiye'de yayından kaldırıldı. Daha sonraları Digimon, Yu-Gi-Oh gibi Pokemon benzeri yapımlar yayınlansa da, hiçbiri Pokemon etkisi yaratamadı.